Su Kabağı ve Balkabağı

Ekim 6, 2009

351
Su kabağının ayrı balkabağının bitişik yazılması sizce de ilginç değil mi? Her ikisi de aynı ailenin üyeleri, biri büyürken çok su istediği için adı su kabağı olmuş, öbürü etli iç kısımlarının renginden ya da lezzetli tadından balkabağı adını almış ama sonuçta farklı yazım kurallarına tabi oluvermişler, ilgiç. Neyse asıl meseleye gelelim; bu kabakların büyümesini adım adım izledik, bu hale gelmeleri tam 5 ay sürdü  ve sonunda birkaç gün önce hasatlarını yaptık. Hepsinin tohumlarını kavanozdan çıkarıp toprağa ektiğimiz günü, ilk çapalarını nasıl yaptığımızı bütün ayrıntılarıyla hatırlıyoruz. Balkabağının tohumunu Damla vermişti; Ankara’daki organik pazardan aldığı kabaklardan sakladıkları Mayıs’ta bizim bostanda toprakla kavuşmuştu. Hey gidi günler! Arşivden şu fotoğrafı da çıkarıp koyalım bari tam olsun.
134

5 Responses to “Su Kabağı ve Balkabağı”

  1. nalan cantav Says:

    hele bir de o tek tohumdan sadece bu kocaman kabak çıkmadı. bir de bu kabağı afiyetle mideye indirdikten sonra, ayrılan çekirdeklerden yüzlerce devasa kabak yetişecek :)
    buradan pisilerin kuyruklarını çektim :)


  2. Çok seviyorum ben balkabağını. Hem masallarını, hem tatlısını, hem sıcacık turuncu rengini, hem de büyüklüğüne rağmen taşıdığı estetiğini…Afiyetle yiyin…

  3. damla Says:

    afiyet olsun, demek ki balkabağı çorbası mevsimi de gelmiş artık. su kabaklarından ne ilginçlikler yapacağınızı merakla bekliyorum ;)
    bu arada, çekirdek Güneşköy’dendi.

  4. sedo Says:

    su kabaklarina neden su kabagi dendigi ile ilgili kucuk bi hikaye aktarilmisti bana gecmiste: su kabaklari eskiden kepce gibi kullanilirmis, ozellikle de olulerin yikanmasinda kullanilan su icin…böyle bi hikaye…bilmiyorum ne kadar “gercek”.

    bir de kedinizin zehirlenip olmesine gercekten cok uzuldum. ama ortaya cikan kuyrugu ezilmis kediye sahip cikmaniza da cok sevindim. oldukca cingoz gorunuyor.

  5. sineksekiz Says:

    evet evet, su kabakları bombeli kısımlarından yatay olarak kesilirse güzel bir kepçeye dönüşüyorlar. Hikayesine değil de kullanılışına rast gelmiştik daha önce birkaç kez. Hatta kavanoz olarak kullanıldığını dahi görmüştük :) şöyle ki: kabağın bombeli kısmından küçük bir parçayı kapak niyetine açıyorsunuz ve kabağın içini iyice temizliyorsunuz. Sonra da içine tuz, şeker çay gibi günlük kullandığınız besinlerden koyup elinizin altındaki bir yere asıyorsunuz. bombeli kısımdan kapak niyetine çıkardığınız parça yeniden kabağa bir noktadan tuttururulursa, içine koyduklarınızın kirlenip nemlenmesini de önlenmiş oluyor. Belki biz de elimizdekilerden bir tanesini böyle değerlendiririz…
    Yorum yazıp bize bunu hatırlattığın için teşekkürler Seda!


Yorum bırakın